Davutoğlu Akademisyenlere Seslendi


Davutoğlu, akademisyenlerin yayınladığı bildirinin düşünce özgürlüğü kapsamında olmadığını söyledi, ”5 aylık bebeği katleden PKK’nın eylemlerini benimsiyor musunuz?” diye sordu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörün her türlüsüne karşı mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. Davutoğlu, Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde, Emniyet Müdürlüğü binası civarında teröristlerce gerçekleştirilen saldırıyı kınadığını belirterek, “Saldırı sonucunda 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 1 emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 6’sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Terör örgütüne hiçbir şey söylemeyen bu bildiriye imza atanlara soruyorum. İki ihtimal var, ya terör örgütünün eylemlerini benimsiyorlar ya daTürkiye gerçekliğini hiç tanımıyorlar” dedi. Başbakan ‘Barış için Akademisyenler’ bildirisine tepki göstererek, metinde PKK’ya yönelik tek bir eleştirinin yer almadığını söyledi ve ekledi: “Herkes artık safını belirlemek durumunda. Bizi eleştirmek kolay, hukuk devleti kuralları içerisinde işliyoruz. Merak ediyorum bu arkadaşlar Kandil’e ne diyecekler?”

“AKADEMİSYENLERİN BÖYLE BİR BİLDİRİYE İMZA ATMIŞ OLMALARI ÜZÜNTÜ VERİYOR”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜBİTAK’ta düzenlenen ‘Ar-Ge Reform Paketi Tanıtım Toplantısı’nda konuştu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde terör olaylarına karşı sürdürülen operasyonların son bulması konusunda ortak bildiriye imza atan akademisyenlere ilişkin Davutoğlu, “Bu bildiriye imza atanların bu yanlış eyleminden dolayı bir kez daha kendilerini muhasebeye çekmelerini ve eğer ciddiyetle bu imza attıkları eyleme tekrar bakarlarsa hicap duyacaklarına inanıyorum. Umarım daha evvelki örneklerinde gördüğümüz gibi, birçoğu okumadan belki imza atmıştır, umarım birçoğu imza attıkları bildiriyi okuduktan sonra tekrar muhasebe etme ihtiyacı hissetmiştir. Bizler, terörle mücadelede ederken her gün bir taraftan DEAŞ gibi bir terörle diğer taraftan 5 aylık bir bebeğin de içinde olduğu lojmanlarda sivili katleden bölücü terör örgütüyle mücadele ederken vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti için çalışırken ülkenin bütün meselelerine sahip çıkması gereken akademisyenlerimizin böylesine bir bildiriye imza atmış olmaları gerçekten büyük bir üzüntü veriyor.” dedi.

“FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ”

Başbakan, “Bizler önce hayat, insan ilkesinden yola çıkarak, insanlık onurunu aziz biliyoruz. İnsan hak ve özgürlüklerini genişletmek için yaptığımız sessiz devrimleri inkar eden kimse ve hiçbir çevre olamaz. Bu bildiriye yansıyan provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Zira, ben bu bildiriyi tek tek, harfine, virgülüne kadar düşünerek okudum. Kafamı iki elimin arasına alarak bu bildiriye imza atan bir kısmını da şahsen tanıdığım akademisyenlerin psikolojilerini anlamaya çalıştım. Büyük üzüntü, hicap duydum. Demokratik hukuk devletinde yaşayan vatandaşlar, aydınlar olarak böylesi tek yanlı, böylesine şiddet ve terörü mazur görüp meşru düzenini, kamu düzenini korumaya çalışan çalışmaları insafsızca eleştiren yaklaşımın nasıl sergilenmiş olduğunu ciddi bir şekilde hepimizin düşünmesi lazım” ifadelerini kullandı.

“TERÖR ÖRGÜTÜNE TEK KELİME ETMEYEN AKADEMİSYENLERE TEK CÜMLE KURMUYORLAR”

Başbakan Davutoğlu, “Sayısız cinayet işleyen, kan döken terör örgütü için tek bir cümle kurmayan, korsan örgüt bildirilerine imza atan, devletin bölge halklarına katliam uyguladığından söz eden bir bildiri hiçbir meşru, hukuki, insani mülahaza içermemektedir. Buradan bu bildiriye imza atan akademisyenlere, samimiyetle Türkiye CumhuriyetiBaşbakanı olarak değil sadece bir akademisyen olarak bazı sorular yöneltmek istiyorum. Elinizi vicdanınıza koyun ve samimiyetle bu sorulara cevap verin. Yurt içinden ve yurt dışından bir kısmını da tanıdığım bu akademisyenlere bu soruları soruyorum, karşılaştığımızda da kendilerinin gözlerinin içine bakarak bu soruları soracağım. Bir meslektaşları, bir akademisyen olarak soracağım. Bir, demokratik yönetimlerin emri altındaki meşru güçler dışında silahlı güçlere izin veren tek bir ülke var mıdır dünyada? Demokrasi meşru silah kullanma yetkisine sahip yapıların dışında başka yapıların silah kullanmasını içerir mi? Buradan meydan okuyucu bir soru soruyorum, bu akademisyenler bana tek bir ülke göstersinler ki demokratik hukuk devleti kuralları içinde tek bir ülke göstersinler ki bu ülkenin demokratik yönetimi, meşru güç kullanma yetkisine sahip güvenlik birimleri dışında silahlı güçlere izin vermiş olsunlar” şeklinde konuştu.

“SİLAHLI GRUPLAR ALMANYA’DA HENDEK KAZSALAR…”

Kendisini ziyarete gelen aydınların ‘barış istiyoruz, demokrasi istiyoruz’ dediğini belirten Davutoğlu, “Biz de barış ve demokrasi istiyoruz. Ben burada babamdan kalan bir miras dolayısıyla bulunmuyorum. Sahip olduğumuz maddi imkanlar dolayısıyla da bulunmuyoruz. Milletimiz son seçimde yüzde 85 katılım, yüzde 97.5 temsil ve yüzde 49,5 destekle bize bu emaneti verdiği için huzurunuzdayım. Şimdi soruyorum, dünyada tek bir ülke göstersinler ki meşru güvenlik birimleri dışında silahlı bir gücün bir terör örgütünün, hadi onlar orayı terör örgütü olarak görmüyorlarsa, bir silahlı gücün bulunmasına izin verir mi? Demokrasiden, hukuktan, barıştan, çağdaşlıktan bahsetmek kolay. Cevap versinler. Mesela, bu bildiriye imza attığı söylenen kimisini de tanıdığım, geçmişte akademik tartışmalarda bulunduğum Amerikalı akademisyenlere soruyorum, Amerika Birleşik Devletleri demokratik bir hukuk devleti olarak herhangi bir silahlı gücün, diyelim Teksaseyaletinde belli şehirlerde, belli ilçelerde silah yığınağı yapan bir gruba karşı acaba nasıl davranırdı? ya da üyesi olmaya azimle karar verdiğimiz Avrupa Birliği üyelerinde herhangi bir ülkede aydınlar çıkıp, mesela Almanya’da belli bölgelerde, silahlı bir grubun o bölgenin sokağını barikatlarla, çukurlarla kazması halinde hükümete dönüp acaba Avrupalı aydınlar bırakınız bunu yapsınlar, bırakınız dokçalarla, kanaslarla, tanksavarlarla şehirleri, ilçeleri işgal etsinler, niye dokunuyorsunuz der miydi? Diyebilir miydi? Bunu diyene, çağdaş, demokratik bir devletin vatandaşı olarak muamele edilir miydi? Herkesin samimi ve dürüst olması lazım. Demokrasiden, barıştan bahseden herkesin önce barışın ancak kamu düzeni ile sağlanabileceği ve bunun da çağdaş devletin en olmazsa olmaz şartı olduğunu görmesi lazım” ifadelerini kullandı.

“AYDIN OLMAK, DEMOKRASİYİ SAVUNMAK ÖNCE DEMOKRATİK YÖNTEMLERİ SAVUNMAKLA OLUR”

Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:

“Soruyorum, bana tek bir çağdaş, demokratik hukuk devleti göstersinler ki o devletin bir bölgesinde, bir şehrinde, bir ilçesinde herhangi bir silahlı örgütün faaliyet yapmasına, hakimiyet kurmasına devletin meşru yapısı olan ve anayasal düzeni kendisini temsil edenparlamento dışında birtakım yönetimler ilan etmesine izin verilir mi? Eğer verilmezse kimse demokratik yolla iktidara gelmiş bir yönetim ile halkın günlük hayatını karanlığa boğan bir terör örgütü arasında eşitleme yapamaz. Şimdi, ikinci soruyu soruyorum, devlet ile terör örgütünü eş tutmanız hangi demokrasi anlayışınıza, akademik yetkinliğinize dayanıyor? Çok objektif şartlarla soruyorum ve açık bir tavır sergilemelerini istiyorum. ‘Çatışmalar dursun’ demek eğer şuysa, ‘Devlet güvenlik birimlerini bu ilçelerden çeksin, bu ilçeleri fiilen hiçbir meşru temele dayanmayan, tamamıyla terör uygulayan bir örgütün mensuplarına terk etsin’ diyorlarsa sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak değil, bu ülkenin onurlu bir vatandaşı ve akademisyen olarak onlara diyorum ki, demokratik yönetim dışında hiçbir yönetimin ya da örgütün ülkenin herhangi bir yerinde böylesine bir hakimiyet kurmasına izin vermeyeceğiz, izin vermemiz de mümkün değildir.”

“KİMSE KENDİ BAŞINA YÖNETİM BİÇİMİ İLAN EDEMEZ”

“Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Seçim ve halkın iradesiyle oluşmuş parlamento dışında kimse kendi başına herhangi bir yönetim biçimi ilan edemez, kimse meşruiyetini halktan almayan bir güç tekelini kullanamaz. Tekrar soruyorum, elinizi vicdanınıza koyun daha bugün gece yarısı Emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve 1 Emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunuz? Niçin bu terör örgütüne dönüp, altına imza koyduğunuz bildiride bir eleştiri getirmiyorsunuz?” dedi.

“BİR BİLİM ADAMI OLARAK SORUYORUM”

Dün İstanbul’da DEAŞ terör örgütünün yaptığı saldırıyı hatırlatan Davutoğlu, “Saldırıda vefat eden yabancı misafirlerimizin acısını hissettik. Yaralıları ziyaret ettim, gece geç vakit İstanbul’a döndüm son durumları ele almak üzere güvenlik toplantısı yaptım ilgili arkadaşlarımla. Biz, bu toplantıyı yaparken Diyarbakır’da Çınar’da polis lojmanlarına saldırı haberi geldi. Herkes elini vicdanına koysun, bu 5 aylık bebeğin ne suçu vardı? Şimdi soruyorum, hayatı boyutu her türlü eleştiriyi kutsal kabul etmiş bir akademisyen olarak soruyorum, kendi öğrencilerimle derse başladığımda önce beni eleştireceksiniz ilim adamı olmak eleştiriyle başlar’ diyen akademisyen olarak soruyorum. Hiç kimseye hiçbir fikri empoze etmemiş, hiçbir fikri dayatmamış, her türlü çoğulcu düşünceyi her yerde savunmuş bir bilim adamı olarak soruyorum, sadece kamu düzenini sağlamakla görevli Başbakan olarak değil, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin eleştiri kültürüne dayalı olduğuna inanan bir bilim adamı olarak soruyorum ve diyorum ki bu arkadaşlara eleştiri hakkınıza saygı duyuyorum ama gerçekleştirdiği terör eylemlerini üstlenen, yeni terör eylemleriyle tehdit eden bir terör örgütünü hiçbir eleştiriye tabi tutmamanızı neyle açıklıyorsunuz? Burada iki ihtimal var, yani bir metin görüyorsunuz. Türkiye’de bu operasyonlar boşlukta başlamadı, çözüm süreci iradesini gösteren de bizdik. Geçen seneKobani olaylarından sonra bu terör örgütünün gerçek niyetini anladıktan sonra bazı tedbirler almak zorunda kalan da biziz” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EYLEMLERİNİ BENİMSİYOR MUSUNUZ?”

“Ceylanpınar’da uykusunda şehit edilen polisin acısını acaba bu akademisyenler hissediyorlar mı?” diye soran Davutoğlu, “Ben hissediyorum, bugün bu görevde olmamış olsaydım, akademik hayatta olmuş olsaydım da o acıyı hissederdim. Aynı şekilde, gencecik çocukları dağa kaldıran terör örgütünün o gencecik çocukların kaderi üzerinde oynadıkları oyunu da ızdırapla seyreder ve bölgedeki, Türkiye’deki bütün gençleri, Doğulu, Batılı, Kürt, Sünni, Alevi ayrımı yapmadan her birini öğrencim olarak görüp bağrıma basmış biri olarak, her birinin kaybının da bütün milletin kaybı olduğuna inanıyorum. Terör örgütüne hiçbir şey söylemeyen bu bildiriye imza atanlara soruyorum, iki ihtimal var, ya terör örgütün eylemlerini benimsiyorlar ya da Türkiye gerçekliğini hiç tanımıyorlar. Hiç terör olayının mağdurunu görmemişler, hiçbir terör mağduru vatandaşımızın gözünün içindeki acıyı hissetmemişler. Şimdi soruyorum, terör örgütün eylemlerini benimsiyor musunuz? Yarın, YÖK Genel Kurulu’na kadar da bu akademisyenlere bir anlamda bu sorulara cevap verme imkanı sunuyorum. Her türlü eleştiriye cevap vermeye hazırım. Hukuk devleti kuralları içinde attığımız her eyleme ama akademisyen olmak sorulara cevap vermeyi, eleştirilere hazır olmayı da gerektir. Net olarak soruyorum, bildirinizde terör örgütünden tek bir kelime bahsetmiyorsunuz. Terör örgütünün bu eylemlerini benimsiyor musunuz? Dün gece 5 aylık bebeği katleden terör örgütünün eylemlerini benimsiyor musunuz? Benimsemiyorsanız, yeni bir bildiriyle bunu açıklamanız lazım” ifadelerini kullandı.

haber

haber

LEAVE A COMMENT

kuşadası escort bayan hurilerim.com kurtköy escort seks hikayeleri Bahis sitesi Escort ankara Ankara escort bayan Ankara rus escort Eryaman escort bayan Etlik escort bayan Ankara escort bayan Escort sincan Escort çankaya şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy Escort porno izle Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com gaziantep escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort sincan escort dikmen escort kırklareli escort kırşehir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort manisa escort maraş escort mardin escort mersin escort çankaya escort Çankaya escort sincan escort escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bayan Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort ankara escort otele gelen escort Antalya escort