Anneler Dikkat! A.D.D için kullanılan ilaçlar gerçekten işe yarıyor mu?
A.D.D (dikkat eksikliği sendromu) ile ilgili kullanılan ilaçların tüketimi 30 yıl içinde 20 katına çıkmış. Peki bu ilaçlar gerçekten çocuklara yardım ediyor mu? Bu konuda merak ettiğiniz tüm soruları Psikolojik Danışman Dilek Kırcaoğlu’nun hazırladığı özel haberimizde bulabilirsiniz.
Toplumda bazı insanlar gündelik hayatlarını sürdürmekle ilgili çabalarını gösterirlerken, bazıları da perde arkasındakileri görmeye, bunlarla ilgili olaylardan da insanları haberdar etmeye odaklanırlar. Kendimi bu kategoride görürüm hep. Sayın Üstün Öngel de (Sosyal Psikolog) bu kişilerden biri. Çok önemli bir makaleden haberdar olmamı-olmamızı sağladı. Kendisine çok teşekkür ediyorum.
28 Ocak 2012’ de, The New York Times’ta, L. Alan Sroufe ( professor emeritus of psychology at the University of Minnesota’s Institute of Child Development- Minnesota Üniversitesi –Çocuk Gelişimi Enstitüsü-Psikoloji Profesörü-) tarafından yayınlanan, bir makaleydi bu. Başlığı ise “Ritalin işe yaramadı” idi.
Cumhur Bursalı ve Umur Beliktay’ ın değerli katkıları ile makaleyi çevirdik. Aslında yıllardır üzerine basa basa söylediğimiz pek çok konunun bilimsel açıklamalarını okudukça, hem içim burkuldu, hem de bir nebze içime su serpildi. İçimi burkan şey, tam bilimselliği kanıtlanmamış yaklaşımlarla çocuklara ne kadar zarar verebileceğimiz olgusuydu.
Makalede, A.D.D (dikkat eksikliği sendromu) ile ilgili kullanılan ilaçların tüketiminin 30 yıl içinde 20 katına çıktığı göz önüne alınarak, bu ilaçların gerçekten çocuklara yardım edip etmediğinin, bilimsel olarak araştırılmasının neticeleri anlatılıyor.
Bu sonuçların özetleri kısaca şu şekilde:
1- Söz konusu ilaçlar, dikkat ve konsantrasyonu kısa süreli artırırlar.
2- Uzun süreli kullanımda, davranış problemlerini düzeltmede hiçbir yarar sağlamazlar.
3- Ciddi yan etkileri olabilir, gelişimin durması bunlardan biridir.
4- Yapılan bu çalışmalardan çok az kişi haberdar edilmektedir.
5- A.D.D doğuştan ya da genetik olarak gelen veya beynin kimyasındaki bir problem olarak yansıtılmaktadır. Ancak bu bakış yanlıştır ve bu teoriyi gerçekten destekleyecek kanıt yok denecek kadar azdır.
6- İlaçlar ilk başta işe yarar gibi görünmektedirler. Kısa süreli kullanımda bazı olumlu sonuçların alınması tedavinin başarılı olduğu sanrısını yaratmıştır ve pek çok insan bunu desteklemiştir.
7- Ancak uzun süreli tedaviler ile ilgili yapılan araştırmalarda, ilacın uzun süreli kullanımında etkisinin azaldığı sonra da tamamen yok olduğu gözlemlenmiştir.
8- İlaç bırakıldığında çocukların davranışlarının daha kötüleşmesi, onların vücutlarının ilaca karşı geliştirdikleri bağımlılık ile ilgilidir.
9- Dikkat eksikliği ilaçları üzerine yapılmış olan çalışmaların hiç birinde, çocukların akademik performansları, akran ilişkileri veya davranış sorunları üzerinde uzun süreli bir fayda sağlandığını göstermemiştir.
10- Çocukların ilaç kullanmalarını destekleyen yaklaşımların dayandırıldığı araştırmaların çoğunda metodolojik sorunlar mevcuttur.
11- Davranışsal problemler zaten beyinde birtakım değişimlere neden olurlar, bu nedenle, bu çocuklardaki davranış sorunlarının tanımlanmasında, bu beyin kaynaklıdır denemez. Çocukluk dönemindeki yaşantıların önemi büyüktür ve beyin deneyimler ile öğrenmektedir.
12- Yapılan araştırmalar çevresel faktörlerin çocuk için önemli olduğunu kanıtlamıştır.
13- Doğumdan gelen nörolojik aykırılıklar, IQ ve çocuğun huyları (çocuğun hareketlilik seviyesi dahil), A.D.D habercisi değildir.
14- A.D.D nin ilaçla tedavi edileceği zannı, bu konunun iyice araştırılmasını önlemekte, öğretmenlerin, ebeveynlerin, uzmanların konu dışında imişler gibi davranmalarına neden olmakta ve bu çocukların dışlanmasına ve yalnız kalmalarına sebep olmaktadır. “Sen hastasın ve bunun ilacını alarak iyileşeceksin. Benim yapabileceğim bir şey yok” anlayışı, çocukların daha kötüleşmesine sebep olmaktadır.
15- Biyokimyasal araştırmalara çok fazla yönelinmekte ve buna çok fazla fon ayrılmaktadır. Ancak bu konunun daha başka yönlerde araştırılması ve çocukların tam kapsamlı bir şekilde desteklenmeleri gerekmektedir.
20 senelik tecrübe, gözlem, bilgi birikimime dayalı olarak, yıllardır üzerinde durduğum, bu çocukların A.D.D davranışları göstermelerine büyük ölçüde bizlerin neden olduğudur. Gerek çocuk yetiştirme metodlarımız, gerek eğitim sistemlerimiz, gerek yaklaşımlarımızdaki yanlışların (çağdaş zannettiğimiz uygulamalar dahil) çocuklar üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiğini gözlemliyorum. Çoğunlukla pek çok itirazlara rağmen bunları paylaşmaya devam ediyorum.
Yorum size kalmış…
Hazırlayan: Psikolojik Danışman Dilek Kırcaoğlu