Corona virüs nedeniyle geçtiğimiz dönem uzaktan eğitime geçilmişti. İlk olarak ise 21 Eylül’de ana sınıfı ve 1. sınıf öğrencileri yüz yüze eğitime başlamıştı. 12 Ekim Pazartesi itibarıyla yüz yüze eğitime başlayacak kademelerdeki öğrenciler için de tıpkı ilkokul 1. sınıf öğrencilerin olduğu gibi yüz yüze eğitimin ve uzaktan eğitimin birlikte yürütüleceği bir planlama yapıldı. Çocuklar farklı duygu durumu içindeler. Anne babalar ise takipteler. Bütün bunlar olurken ve yenidünya düzenine geçerken hiç çocuklarınıza nasıl hissettiğini sordunuz mu?

Rutin yaptıklarımızın önemini fark etmezken hatta onlardan şikayetçi olurken pandemi ile kaybedilenler ve sahip olunanların değeri çocuklarla birlikte daha iyi anlaşıldı.

“Birimiz hasta olursa hepimize bulaşır” bilincinde olmalıyız

Yazar, Eğitmen ve Profesyonel Koç (PCC) Damla Kunç Koçman, okulların yüz yüze eğitime başlamasıyla birlikte gençleri heyecan sardığını belirterek, “Okula başlama sevinci ve özlemi anne babalarda da şaşkınlık yarattı. Sabahları bıkkınlık ile okula giden gençler artık okullarının ve arkadaşlarının kıymetini anladılar. Okulda yüz yüze eğitime geri dönüşün nasıl olacağı kafaları karıştırırken, öğretmen veli işbirliğinin önemini bir kez daha gösterdi. Pazar günü yapılan online toplantılar ile veliler bilgilendirildi. Özellikle genç yaş grupları için “bana bir şey olmaz” anlayışından, “birimiz hasta olursa hepimize bulaşır” bilincinde olmaları gerektiği velilere de hatırlatıldı. En az iki maske ile okula gitmeleri ve okulda kurallara uymaları gerekliliklerinde velilerden de destek istendi.” dedi.

Koçman, yüz yüze eğitim sistemiyle birlikte ebeveynlerin çocuklarının duygularını nasıl anlaması gerektiği hakkında önemli bilgiler verdi:

Çocuklara ne hissettiğini sorun

“Fiziksel olarak güçlü olmanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini biliyoruz. Bugüne kadar çocuklarımızın ve kendimizin bilişsel zekasını da güçlendirmeyi önemsedik. Ya duygular, kendi duygularımızı onlara ifade ettik mi? Ya da onlara ne hissettiğini sorduk mu? Sadece ne yapıp ne yapmamaları gerektiğini anlattık. Pandemi sürecinde insanların duygularının ortaya çıktığının farkındayız. Farklı korkularımız tetiklendi. Kaybetme korkusu bunlardan en baskın olanı çünkü ölüm görünmezlik pelerini takmış dünyamızda geziyor ve biz onu göremiyoruz.

Akıl ve duyguların birlikteliği ile hisseden anne baba olun

Yeni bir çağın başlangıcındayız. Artık bilgiye ulaşmak hiç de zor değil. Gelecek ise çok hızlı bir değişim ile bugüne yaklaşıyor. Pandemi bir çok yeni buluşun hayatımıza girmesini hızlandırdı. Bu geleceğe çocuklarımızı hazırlamanın en önemli aracı kendini bilen ve hisseden anne baba olmak. Bu araç bizi amacımıza götürecek. Bu nedenle, önce kendi aracımızı tanımalıyız. Bedenimizi fark etmeli, insan denilen canlı hakkında bilgi sahibi olmalıyız. Duygularımızı duyarlılık ile yönetebilmeliyiz. Akıl ve duyguların birlikteliği ile hisseden anne baba olmalıyız. Duygusal zekamızı geliştirmeliyiz. Öz farkındalığımızı ve öz yönetim becerimizi artırmalı. Empati kurabilmeliyiz. Hisseden anne ve baba olmaya bugünden başlamalıyız.“

Koçman, Hisseden Anne Baba olmanın yollarını da madde madde sıraladı:

-Kendini tanır; değerlerinin ve inançlarının farkında olur.

-Duygularını tanır ve yerinde kendini ortaya koyar

-Özgüvenlidir

-Empatik ilgi gösterebilir, sana nasıl destek olabilirim diyebilir.

-Duygusal olarak öz kontrollüdür

-Şeffaf ve açık iletişim kurar

-Mesajlarını net aktarabilir

-Uyum sağlar ve iyimserdir

-Kendi gelişimi kadar başkalarının gelişimini de önemser

-Çocuğuna ilham verebilir

-Değişimde katalizör (hızlandırıcı) etki gösterebilir

-Çatışma anlarını iyi yönetebilir

-Takım ruhu ailesinde geliştirir

-Çocuğu ile işbirliği içinde davranır

-Duygusal yeterlilik çerçevesinde kendini geliştirir