Kucaklanmak bebeklerin DNA’sını değiştiriyor
Yapılan bir araştırmaya göre, daha uzun süre kucakta tutulan bebeklerin DNA’ları olumlu yönde etkileniyor.
Bebeklerle kurulan fiziksel ilişkinin davranışlar ve psikolojik sağlık üzerindeki etkileri uzun zamandır çeşitli araştırmalara konu oluyordu. British Columbia Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, sıklıkla kucakta tutulan bebeklerin DNA yapılarında da olumlu değişimler gözlendiğini ortaya çıkardı.
British Columbia Üniversitesi ve BC Children’s Hospital Araştırma Enstitüsü’nden araştırmacılar, 100 bebek üzerinde 4 yıl süren bir araştırma yaptı. Beş haftalıkken başlanan gözlemler, ebeveynlerin tuttuğu günlükler üzerinden izlendi. Bu günlüklerde bebeklerin davranışları ve günde ne kadar süre ile fiziksel ilgi gördükleri not edildi.
Bebekler dört yaşına geldiğinde, toplanan veriler analiz edildi. Ağız içinden alınan DNA örnekleri karşılaştırıldı ve temel olarak DNA metilasyonu adı verilen süreçler incelendi. Kromozomal yapıyı ve dolayısıyla kişilerin cinsiyet, fiziksel görünüş ve vücudun işlevlerini doğrudan etkileyen bu sürecin fiziksel temasa daha fazla maruz kalan çocuklarda çok daha olumlu şekilde etkilendiği ortaya çıkarıldı.
Kucaklanmayan çocuk stresli oluyor
1950’lerde Amerikalı psikolog Harry Harlow tarafından maymunlar üzerinde yapılan meşhur deneyde, annelerinden ayrılan maymunlara iki seçenek sunulmuştu: Süt veren soğuk ve mekanik bir makine ile yumuşak örtülere sarılmış, bir maymuna daha çok benzeyen bir makine arasında seçim yapan yavru maymunlar, yumuşak olan makineyi seçerek onun yanında daha fazla zaman geçirmişti. Ancak sonrasında okşanıp sevilmeden büyüyen bebek maymunlarda ciddi davranış bozuklukları gözlemlenmişti. Üstelik daha sonra daha şefkatli ortamlara alınmalarına rağmen, davranış bozuklukları tam olarak ortadan kalkmamıştı.
Bu araştırmanın sonuçlarını da destekleyen yeni araştırma, bebeklerin her gün düzenli olarak fiziksel temas ve sıcaklık ihtiyacı duyduğunu doğruluyor. Dünyayı keşfederken kendilerini güvende hissetme ihtiyacı duyan bebekler, ebeveynlerinden ilgi gördükçe, kucaklanıp sevildikçe daha sağlıklı bir şekilde gelişimlerini tamamlayabiliyor.
Mutlu bebek büyütmenin 11 yolu
Mümkünse normal doğum
Anne bebeğini sağlığı nedeniyle aksi gerekmediği sürece normal yolla doğurmalı. Normal yolla doğum yapan bir annenin bebeğinde bağışıklık sistemi daha iyi yapılanır. Çünkü bağışıklık sisteminin temel organı olan bağırsakların faydalı bakteriden oluşan flora yapısı hızla doğum sırasında oluşur. Bir diğer durum da bebeğin ciğerindeki sıvının emilmesi… Bebeğin doğum sonunda akciğer fonksiyonları ve solunum bakımından daha iyi bir noktada olmasını sağlıyor.
Doğumdan sonra ilk 30 dakika
Anne, bebeğini doğurduktan sonra ilk 30 dakika içinde mutlaka göğsüne almalı. Eğer bebek hastanede doğduysa bunu doktor ya da hemşire yapmalı. İlk 30 dakikada bebek çıplak olarak annenin göğsüne konursa annenin sütü daha bol gelir ve anneyle bebek arasındaki iletişim çok erken başlar.
Anne bebekle baş başa kaldığında ne yapmalı?
Anne bebeğini ne kadar kucaklarsa, ne kadar sık emzirirse o kadar iyi. Bebeğin karnının tok, altının temiz olduğuna dikkat etmek mutlu bebek için atılacak önemli adımlardan. Özellikle ilk 40 gün içinde annenin bebeğiyle ten temasını artırması, onu sık sık beslemesi, okşaması ve ona sevgi sözcükleri söylemesi gerekir.
Kucak bebeği olsun!
Artık bebeklerin kucak bebeği olmasını, okşanmasını, kucakta dolaştırılmasını ve bebekle annenin mümkün olduğu kadar sık konuşmasını istiyoruz. “Bebek bu, anlamaz” demeyin. Bir bebek için en güzel müzik, annesinin sesinden duyduğu ninnidir.
Sakin ortam mutlu etmez
Bebeklerin mutlu olmaları için çok sakin bir ortamda büyütülmelerine gerek yok. Bebek normal bir yaşam ortamında olmalı. Bebek anne karnındayken de ‘beyaz gürültü’ denilen birtakım sesleri duyarak gebelik sürecini tamamladığı için, bu sesleri duymasında bir mahzur yok. Annenin bebeğini sevgi ortamında büyütmesinin dışında bebeğin gaz ve pişik gibi sorunları söz konusu olabileceğinden bunlar da yakından takip edilmeli.
Göbek bakımı çok mühim
Göbek kordonu düşene kadar ve düştükten sonra belli bir süre, enfeksiyonun giriş kapısı olarak algılanır. Önceden antiseptik solüsyonlar ve alkol, bebeğin göbeğini kurutmak için kullanılıyordu artık bunlara gerek kalmadı. Islatılmadan göbeğin enfekte olmayacağı ve temiz bir şekilde kuruyup düşeceği görüşü hâkim. Bu nedenle artık bebeklerin mümkünse göbek bağını açıkta bırakacak şekilde bir bezle yeni doğan dönemlerini geçirmelerini istiyoruz. Sağlıklı bir şekilde göbek bağı kurusun ve mikrop kapmasın diye… Bezde göbek oyuntusu yoksa göbeğin kuru kalması için bezi kıvırmak zorunda kalırız bu da tercih ettiğimiz bir yol değil.
22.00-03.00 uykusuna dikkat!
Bebeğin uykusu da mutluluğu için çok önemli. Aslında hem bebeğin hem de annenin uykusu önemli. Yeni doğan bebeklerin uyku süresi oldukça uzun olup 16.5 saat- 18.5 saat arasındadır. Gece uykularının süresi bebek büyüdükçe artar. 22.00-03.00 arasındaki saatlerde büyüme hormonu salgılandığından bu saatlerdeki uyku çok önemli.
Masaj olmazsa olmaz
Başlangıçta bebeğe masaj olarak yapılan dokunma hareketlerinin daha sonra spor şeklini almasını istiyoruz. Bebeklere masaj yapmak hem onların dolaşımlarını hızlandırıyor, kaslarının, kemiklerinin daha iyi gelişmesini sağlıyor hem de gaz ve kolik sorununun çözülmesine yardımcı olarak bebeği rahatlatıyor. Özellikle 4. aydan sonra basit egzersiz hareketlerinin yapılması bebeğin gelişimi için önemli.
Sürekli odasını toplamayın
Bebek herhangi bir şeyin yerini değiştirdiği zaman hemen arkasından toplanması doğru değil. Bebeğin çok titiz olmasını büyüme sürecinde de istemiyoruz. Özellikle ilk 6 aylık süreçte bebek anne odasında kalsın ki etkileşimleri daha iyi olsun ve emzirmesi de kolay olsun. Ama daha sonra odasına geçmesini istiyoruz.
Onunla oyun oynayın
Bebek büyüdükçe oyuncakların çeşidi de artar. Çocuğun annesiyle, babasıyla ya da aile büyükleriyle oyun oynaması mutluluğunu ve konuşma performansını artırır, dikkat süresini uzatır. Anne-baba çalışıyor olsa da her gün belirli bir süreyi birlikte geçirmeli ve çocukla birlikte oyunlar oynamalı.
6. ayın sonuna kadar sadece anne sütü
Bebek, 6. ayın sonuna kadar sadece anne sütü almalı. 6. aydan sonra uygun bir program çerçevesinde tamamlayıcı besinler almalı. Unutulmamalı ki bebek yeterli beslenmezse sarılık riski artar, bağışıklık sistemi yeteri kadar güçlenmez.