Salı akşamı O Ses Türkiye’nin şampiyonu olan Emre Sertkaya mütevazı tavırları ve etkileyici tarzıyla yarışmanın birincisi olmayı başardı. Dikkat çeken bir detay ise Emre Sertkaya’nın bağlamasındaki detaylar oldu. Yarışmaya kabul edildiği ilk gün Seyyid Nesimi’nin ‘Minnet eylemem’ adlı eserini okumak istediğini söyleyen ve bu yolla da Batıni müziklere (Nefeslere) ilgisini gösteren Emre bu ilgisini yarışmada defalarca sergiledi.
O Ses Türkiye’nin çeyrek final gecesinde Emre bağlamasıyla söz ve bestesi Rıza Karahan’a ait olan ‘Yol getir’ adlı türküyü kendine has üslubuyla seslendirdi. Emre’nin türküyü söylerken çaldığı bağlama ise, en az türküyü söyleme tarzı kadar dikkat çekti.

BAĞLAMADAKİ İLGİNÇ DETAYLAR

Bağlamanın üzerinde Batıni İslam anlayışlarından ‘Kalenderilik’ mensuplarının kullandığı isim olan ‘Kalenderi’ yazıyordu.
Yine bağlamanın klavye bölümünden göbek kısmına doğru Hz. Ali’nin ‘Zülfikar’ isimli kılıcı nakşedildiği görüldü.

Kalenderilik inancında Hz. Ali’nin ‘Zülfikar’ isimli kılıcı büyük önem arz ediyor.
O Ses Türkiye’nin 5’inci şampiyonu Emre Sertkaya oldu. Sertkaya’nın finalde bağlamasının üzerindeki “Kalenderi” yazısı dikkat çekti.

BATINİLİK NEDİR?

İslamda Kur’an Ayetlerinin görünür anlamlarının dışında, daha derinde gerçek anlamları bulunduğu inancı, ayetleri buna göre yorumlayan akıma Bâtınîlik, bu düşünceyi benimseyen kişiye de Bâtınî denir.

KALENDERİLİK NEDİR?

Kalenderilik, 10. yüzyılda İran’da, Horasan Melametiliği’nden kaynaklanan bir sufilik akımı olarak ortaya çıkan 12. yüzyılın sonunda Cemaleddin-i Savi adlı İranlı bir sufinin gayretiyle teşkilatlanarak Orta Doğu’da ve Orta Asya’da geniş taraftarlar toplayan bir tasavvuf akımıdır. Kalenderîler, mala, mülke ve şöhrete önem vermeyen, toplumdan önemli ölçüde kendilerini tecrid etmiş, kanaat anlayışına sahip bir topluluktu. Kalenderilik, yaşadığı toplumun nizamına karşı çıkararak dünyayı kaale almaya değer görmeyen ve bu düşünce tarzının günlük hayat ve davranışlarıyla da açığa vuran tasavvuf akımıdır. Kalenderîlik söz konusu mistik temelini ve sosyal niteliğini tarihî akış içinde İslâm dünyasının çeşitli yerlerinde ve değişik zamanlarda yeni unsurlarla zenginleştirerek geliştirmiş ve hep muhalif bir çevre olarak süregelmiştir.