2020 Tokyo Olimpiyatları toplumsal cinsiyet eşitliği
Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapan Japonya’da televizyon yayınlarından sorumlu Olimpiyat yetkilileri, kadın sporcuların ‘cinsellik çağrıştıran’ görüntülerini yayınlamama kararı aldı.
Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapan Japonya’da televizyon yayınlarından sorumlu Olimpiyat yetkilileri, kadın sporcuların ‘cinsellik çağrıştıran’ görüntülerini yayınlamama kararı aldı.
Olimpiyat Yayınları Servisi Başkanı Yiannis Exarchos, “Cinsel çekicilik değil, spor çekiciliği” mottosunun yayınlarda uygulanmaya çalışıldığını, sahada ve ekranda cinsiyet eşitliğine ulaşmanın hedeflendiğini belirtiyor.
Exarchos, “Geçmişteki yayınların aksine vücudun bazı bölümleriyle ilgili ayrıntıları Tokyo Olimpiyatları’nda televizyonda yakından göremeyeceksiniz” diyor ve yaptıkları yayıncılığın eski Olimpiyat yayıncılığına benzemediğini belirtiyor.
1996 Atlanta Olimpiyatları’nda Japonya için yüzen ve şu anda UNICEF için çalışan Naoko Imoto “Cinsiyet söz konusu olduğunda tek taraflılar. “Birçok kanal kadın sporcuları sadece atlet yerine kız, eş ya da anne olarak görüyor” diyor. Görünüşe de büyük önem verildiğini belirten sporcu, televizyon kanallarının sporcuları “güzel” ve “seksi” olarak tanımladığını da belirtiyor ve “Onlar hem güzel hem de güçlü olabilir ama sadece kadın değiller” diyor.
Alman jimnastikçilerden protesto
Tokyo Olimpiyatları’na katılan Alman jimnastikçiler, “cinsel sömürü” olarak gördükleri formalara tepki olarak Tokyo Oyunları’nda bacaklarını ayak bileklerine kadar kapatan formalar ile yarışarak durumu protesto etti.
Sarah Voss, Pauline Schäfer, Elisabeth Seitz ve Kim Bui’den oluşan takım, antrenmanları sırasında bütün bacaklarını kapatan uzun formalarını giymişti ve yarışmaya da bu şekilde çıkmaya karar verdi.
21 yaşındaki Voss, “Kadın olarak büyüdükçe yeni bedeninize alışmak bir bakıma oldukça zor. Herkesin rahat hissettiğinden emin olmak istiyoruz ve herkese, ister uzun ister kısa tek parça streç giysi olsun, ne isterlerse giyebileceklerini ve harika görünebileceklerini, harika hissedebileceklerini gösteriyoruz.” diyor ve takımın bu eyleminin diğer sporculardan övgü aldığını belirtiyor.
Norveçli jimnastikçi Julie Erichsen, “Bence bu kadar büyük bir arenada durup dünyanın her yerinden kadınlara ne isterlerse giyebileceğini gösterme cesaretine sahip olmaları gerçekten harika. Bunun için onları alkışlıyorum.” diyor.
Bacakları kapatan giysilere uluslararası yarışmalarda izin verilir, ancak şimdiye kadar neredeyse yalnızca dini nedenlerle giyilirdi.
Yine bu ay yapılan bir protesto Norveçlilerden geldi. Avrupa’daki bir karşılaşmada Norveç kadın plaj hentbol takımında bikini giymeyi reddeden oyuncular tayt şortlarla sahaya çıktı. Fakat forma kurallarına uymadıkları için para cezasına çarptırıldılar.
Olimpiyatlarda toplumsal cinsiyet eşitliği
1896’da Atina’da düzenlenen ilk modern Olimpiyat Oyunları’nda kadın yarışmacı yoktu. 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda ise yarışan sporcuların neredeyse yarısı kadın yarışmacı.
2020 Tokyo Olimpiyatları organizatörleri, kadın sporcuların 11.090 yarışmacı sayısıyla bu olimpiyatların %49’unu oluşturduğunu ve olimpiyatlar tarihinde en cinsiyet eşitliğine sahip olan olimpiyat olduğunu, bunun bir “dönüm noktası” oluşturduğunu söyledi. 2024’te Paris’te olacak olimpiyat için erkek sporcular ile kadın sporcuların sayılarının tam eşit olması bekleniyor.
Önceki olimpiyatlara baktığımızda 1900’de Paris Olimpiyatları’nda %2,2, 1964’te Tokyo Olimpiyatları’nda %13,2, 1984’te Los Angelen Olimpiyatları’nda %23 ve 2016’da Rio Olimpiyatları’nda %45 oranda kadın sporcuların olduğunu görüyoruz.